UMUTLAR VE GÜZELLİKLER KUŞADASI’NIN OLSUN
2025’e veda ederken son bir dönüp bakmak istedim.
Kısa kısa…
Kıssadan hisse…
Okuyan da, yazılan da kendini anlasın diye…
KUŞADALI OLMAYAN KUŞLAR
Her şey oldular…
Herkes oldular…
Ama bir türlü Kuşadalı olamadılar.
Göçmen kuşlar gibi Yunanistan’dan bakıp yazdılar…
Masai Mara’dan seslendiler…
Kuşadası’nı yaşadıklarını sanarak bu kente sahip çıkmaya kalktılar.
Olmadı.
Olmuyor.
Ve korkarım hiç olmayacak…
PARÇALA BEHÇET ARAÇ NAVİGASYONU GİBİ
Her partiyi gezdi…
İktidara yeşil ışık yaktı, ihanet masalarına el uzattı.
DEVA’dan girdi, “burası İYİ” deyip İYİ Parti’ye geçti.
Anahtar’ı bulsaydı Anahtar Partisi’ne de girerdi.
Kolay mı Parçala Behçet olmak…
Girdiği her yapıyı sırasıyla dağıttı.
Namının hakkını verdi.
Fikirleri araç navigasyonu gibi…
Sürekli yeni rota…
Ama bir türlü varış yok.
ASRIN İHANETİ
İhanet gördük, yazdık…
Ama CHP’nin sırtına hançer indiren, gönüllerdeki lakabını yerle bir eden “topuksuz efe”nin yaptığı; yılın değil, belki de asrın ihaneti oldu.
Mazbatasını yemekhanede aldığı günleri unutup, yakasına ihanet rozetini taktığı gün sırtını döndü Aydın halkına.
Bu halk unutmuyor.
Aydın’ı karanlık pazarlıkların kurbanı edenleri tarih yazacak.
ACIMIZI KALBİMİZE GÖMDÜK
2025…
Bizden çok şey aldı ve sessizce çekip gitti.
En ağırını aldı.
Sevgili eşim Hatice Debreli Kacar’ı, kanser illetiyle kaybettim.
İnsanın yarısını toprağa vermesi ne demek, bunu ancak yaşayan bilir.
O günden sonra hayat aynı yerden devam etmedi; sadece akmaya devam etti.
Acının hemen ardından kendi sağlık mücadelem başladı.
Bedenimle, kaderle ve yalnızlıkla aynı anda sınandım.
İşte tam da o günlerde öğrendik;
kim eş, kim dost…
kim yanımızda, kim karşımızda…
Kalabalıklar sustu.
Telefonlar çalmadı.
Omuzlar eksildi.
Ama maskeler düştü.
2025 bize sadece kayıp yaşatmadı;
gerçeği de öğretti.
İnsanları, niyetleri, duruşları…
Bir yıl boyunca yazdık.
“KİS” dedik, kalem kaleme çarpıştık.
Biz yazdıklarımızdan bazen utandık,
karşımızdakiler yaptıklarından hiç utanmadı.
Mesele basitti aslında:
Bu kent için iyi ve güzel olanın yanında durmak.
İsimler bir gün silinir.
Ama iz bırakanlar bu kentin hafızasında kalır.
Bizler birer neferiz.
Okyanusta bir damla.
Aynada kendini aslan görenler var;
oysa yavru kedi kadar ürkekler.
Acımızı kalbimize gömdük.
Çünkü başka çaremiz yoktu.
Gömmesek ayakta kalamazdık.
2025 bizden çok şey aldı gitti…
Ama onurumuzu, inancımızı ve insanlığımızı alamadı.
Ve biz, her şeye rağmen,
dimdik durmayı seçtik.
Sözü uzatmayayım…
Tüm acılarınızın ve dertlerinizin 2025’le birlikte tarihe karışması dileğiyle;
2026; sağlık, huzur ve umut getirsin.
Kalın sağlıcakla…



