Kuşadası’nda öyle bir meclis üyesi var ki,
Sahanın tozunu attırıyor, dedikodunun dumanını söndürüyor,
Vatandaşın derdi daha “alo” demeden çözülmeye başlıyor:
HAMZA KÜRKÇÜ!
Gece gündüz demeden sokakta,
Belediye ekiplerinin yanında,
Vatandaşın kapısında,
Mahallenin tam ortasında!
Ve şimdi herkesin konuştuğu o cümle;
Artık sadece bir söz değil, Kuşadası’nın mottosu:
“Başın düşerse dara, Hamza Kürkçü’yü ara!”
Çünkü sahada çalışan var, bir de sahayı uzaktan izleyip yorum yapanlar…
Yazıyorlar, çiziyorlar, süsleniyorlar…
Ama halkın derdine dokunan bir tane Hamza var.
Siz konuşursunuz, o çözer.
Siz poz verirsiniz, o çizmeleri giyer.
Siz uzaktan eleştirirsiniz, o tam göbeğinde olur.
Bu sebeple küçük bir not düşelim:
Kaleminizi sallarken iki kere düşünün…
Çünkü Hamza Kürkçü’nün arkasında halk var.
Sizin arkanızda?
Ekran ışığı… bir de klavye.
Kuşadası’nda artık herkes biliyor:
Dert kapıyı çalınca, Hamza telefonu açar.
Basın düşerse dara… Hamza Kürkçü’yü ara!**



