Erdağan AKSU Yazısı zevkle okuyacaksınız…..
Birkaç gündür gözler önünde aleni çöküş kapsamlı, karar yarıştırmalar cereyan ediyor. Kaygısızlığın dibi muhalefet kamplaşmaları keskinleşiyor. İyi de müflisin ilanı bu ve benzeri kararlar siyasi arenayı karartır. Böyle de olmaz ki denilecek türden türbülanslara kapılma güncellenir. Evet iyilik iyi de milletin iyiliğini düşünmek böyle olmaz…
Sanki her seçim evvelinde mevcuda rağbet zorla kabullendirilmeye çalışılıyor. Malum iktidar resmen her seçim öncesi marazi atraksiyonlarla meşru hale getiriliyor. Cazip kılınıyor. Ve akla zarar seçim provaları harmanlanıyor. Neden ise yıkıma ramak kala tarihteki kökü kökeni besbelli, teşkili teşkilatı, ortamı organizasyonu, şekli şeması, şartı şurtu ayan beyan bir tutum takınılıyor. Lafta şahlandırılan havada büyük sermayeye-egemen güçlere hizmetçilik hemen devreye sokuluyor.
Sokma akılla her siyasi yalpayı beşerî döngü sayarak tuhaf işlere girişenler, paracı veya paravan desteklerle ahvali de kurtaramaz ahvadı da. Zaten ülke sorunlarının tartışılmadan uzlaşısız, biatçı, teslimiyetçi kafayla iktidar etme, hükümet olma mantığıyla asla çözülemeyeceği besbelli. Hele hele yerel seçimleri iş birliği yapmaksızın karşılama garabeti millete muhalefete yepyeni sorunlar açar. Yıllardır aşılanan ve aşağılanan eziklik ve yenilmişlik duyguları bir kez daha hortlar, sarp engeller aşılamaz. İyi de bu dar mantık bütün demokratlara mutlaka yeni bir yol ayrımı getirir…
Ayrıyeten tarihten ders almayanların, milleti ve memleketi getirdiği nicel ayrıcalıklı boyut, daima uygarlık ötesi çalkalanmaları gündeme taşır. Tarihe kapkara damgasını vurmuş karanlık dönemler, bir daha hiç gelmesin denildikçe başa gelir. Son dönemeç resmen jurnalite odaklı realite, rasyonaliteyi hiç eden nasyonalitedir. İyi de böyle de olmaz denilen kararla dinci nasyonalist dizge, millete muhalefete diz çöktürür. Nerdeyse mitolojik çağlardan kalma faşizan mekanizma, hit ve mit saltanatını devam ettirir.
İyi de böyle de olmaz denilecek türden genel idare tavrı, mücadele etme günü yakınlaştıkça, direnme gücü, aktif siyaset yapma güdüsü, hakkıyla muhalefet etme görgüsünü zedeler. Halledilmesi gereken yığınla soruna endekslenme, çözüm sunma eylemliliği gecikir. Toplumsal muhalefete öncülük edebilme geleneğinden de uzaklaşılır. Bu durumda mevcut sorunlar birilerince çok iyi kamufle edilir. Sorunların en önemlileri usta manevralarla gündem dışında tutulur. Yeni sanal gündemler yaratılır. Yasalarla yasaklar çoğaltılır. Ve at binen Üküdar’ı geçer. Böyle de olmaz denilen yeni atmosferde kimin çığ altında kalacağı ise meçhul…
Siyasi çıkar ve politik çıkarcılık doğrultusunda şekillenen her akıl dışı hamle, umulmadık denli kaybedişle hüküm bulur. Büyük bunalımın daha da genişlemesini getiren sorunsallar olduğu yerde durur. İyi de her şey açık seçik bilindiği halde siyaset cehenneminde, böyle de olmaz dedirten bir vip kararla yol alınacağını sanmak distopik dünyaya hizmettir.
Distopya bellidir, düşün ama asla açıklama, düşünceyi oluştur ama destekleme, belli bir düşüncede birleş ama örgütlenme, fakirliğe alış ama zengini yerme, açlığı hisset ama direnme. Türkçesi anormal derecede kötüyü kabullen. İyi de bu amorf yapıyla nereye kadar. Böyle de olmaz denilen bu gidişin sonunu, bu saatten sonra düzeneği programlayanlar bile kestiremez. Geleneksel siyasi kültür izleri silinir, siyasal roller ve makamsal statüler tercihlere bakılmaksızın faşizanca dayatılır. Apaçık ideal toplum yaratısında sapmalar yaşanıyor, politik mantık salt kendinden olanı yok etme ve kendinden görüneni cezalandırma peşinde.
İyi de fikri sabitin acı şakası bu yanlış karar, devamında düz mantık ve tabansız algı mühendisliği ne yerel seçimleri ne de geleceği kurtarmaya yeterli. Bu Ada ve moda çıkarsamalarla sadece toplum oyalanır veya uyutulur. İyi de bir kez daha böylede olmaz dememek için, kısır döngüden çıkmak için yerel seçimlere kadar birlik girişimleri raftan indirilmelidir. Her seçim öncesi ve sonrası gücendirilen millet mükafatlandırılmalıdır. Dahası bölük parça girilecek yerel seçim karınca kararınca en tehlikeli meseledir…
İyi de tepeden talimatlarla bu feci duruma kapı aralama tavrı kime ne kazandırır. Gayri ihtiyari bu dik karar gözden geçirilmeli veya iyi okunmalıdır. Tek temel sorun; “anayasal ve yasal engellerin kaldırılarak yurt düzeyinde kurumsallaştırılması” olarak görülmelidir. İlla ki görülmelidir, ülkenin kuzeyinde güneyinde, doğusunda batısında, yurt sathında gerçekleştirilecek yerel seçimde bu pik karar sandıktan çıkmaz. İşler daha da içinden çıkılamaz hale gelir. İyi de ne yapılmalı, muhalif kanatta akla ve mantığa uygun, siyasi etik çerçevesinde yeni ortaklık açılımları ve iş birliği görüşmeleri yapılmalı. Lamı cimi yok sonra böyle de olmaz denir durulur…
